CÜNEYT ÇELİK/İLHAMİ ERKILIÇ – Kars’ta pandemi hastanesi olan Harakani Devlet Hastanesinde misyon yapan Dr. Okan Çalışkan ile Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Orbak, yeni tip koranavirüsle (Kovid-19) çabada herkesi önlemlere uymaya çağırdı.
Harakani Hastanesinin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı olan Dr. Okan Çalışkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enfeksiyon hastalıkları uzmanı olmaları nedeniyle telefonlarının Kovid-10 sürecinde hiç susmadığını söyledi.
Uzun müddet uykusuz kaldıklarını anlatan Çalışkan, “Hastalığın ülkemizde birinci görülmeye başlamasından sonra 2-3 hafta boyunca uykusuz kaldık. Günde 2 saat, en fazla 3 saat uyuduğumuz vakitler oldu. Uykusuzlukla ben de iştahsızlık da oldu, kendi hayatımdan endişelenmeye başladım, devamında bu hastalık ve hastalar geldikçe tecrübe kazandık, deneyim kazandık.” diye konuştu.
Hem ağır bakımdaki hem de servisteki hastaların durumlarını yakından izlediğini ve böylelikle hastalığın gidişatını takip ettiğini belirten Çalışkan, “Özellikle genç hastalarımızı kaybetmemiz bizi üzdü, yalnız bir hastamız bizi çok sevindirdi, 28 gün ağır bakımda kalmıştı, daha sonra 28’inci gününde servise çıkıp onun taburcu olduğunu görmek bütün yorgunluklarımızı aldı.” dedi.
“İnsanların duyarsız halde maskesiz gezmesi, yaptığımız çalışmaları yok sayıyor”
Hastanelerinde Kovid-19 tabipleri olarak nöbetlere başladıklarını lisana getiren Çalışkan, “Hekim arkadaşlardan kimse ‘ben oraya girmem’ demedi, herkes canla başla çaba etti. Biz bu uğraşken etraftaki insanların bu kadar duyarsız halde maskesiz gezmesi, cenazelere katılmaları bizim buradaki yaptığımız çalışmaları yok sayıyor. Biz burada gece gündüz çalışıyoruz emek veriyoruz lakin beşerler bu halde yapınca motivasyonumuz düşüyor.” tabirlerini kullandı.
“Çocuklarımla konutta imajlı konuşuyoruz”
Çalışkan, sıkıntı bir süreçten geçtiklerini ve meskende çocuklarından, ailesinden başka bir odada kaldığını belirterek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Eve girer girmez eşime çocukları benden uzak tutmasını istiyorum ve meskende başka bölümüme geçiyorum, daha sonra duş alıyorum ve üzerimdeki elbiseleri başka bir yere çıkartıyorum. Daha sonra tekrar farklı yere geçiyorum. Ailemle manzaralı konuşuyorum. Hastanedeyken de ailem arıyor. Sıkıntı bir süreç, bir taraftan çocuğuna sarılmak istiyorsun bir taraftan hastaneden aldığın virüs sanki bulaşır mı niyeti ortasında kalıyorsun. Çocuklarımla birebir evdeyim ancak farklı odalarda olduğumuz halde imajlı konuşarak hasret gideriyoruz.”
“Çocuklar, hastalığı rahatça bulaştırabiliyor”
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zerrin Orbak da dünyanın ve ülkenin koronavirüs salgınıyla sıkıntı bir süreçten geçtiğini belirterek, “Çocuklar hastalığı kolay geçiriyor ve birden fazla vakit hiçbir semptom göstermediğinden hastalığı rahatça bulaştırabiliyor. Özelikle 5 yaş üzeri çocuklar maske takmalı ve kalabalık ortama mümkünse girmemeli. El paklığı, toplumsal araya dikkat edilmeli, kapalı ortamları sıklıkla havalandırılmalıyız.” dedi.
Çocuk kliniğinde yaklaşık 6 ay boyunca takip ettikleri 68 çocuğun yaş ortalamasının 5 ila 6 civarında ve cinsiyet dağılımının eşit olduğunu belirten Orbak, bu süreçte kendi hastanelerinde tedavi gören rastgele bir çocuğu kaybetmediklerini söyledi.
Orbak, tedavi gören 68 çocuğun 8’inin durumunun ağır olduğunu, bunların da altta yatan kalp, genetik yahut sara hastalıkları üzere kronik sorunları bulunduğunu anlatarak, “Kovid-19 teşhisli çocukların tedavi süreci 10-12 gün içinde tamamlandı. Tedavi sonrası testleri negatif çıkan çocuk hastaları taburcu ettik. Hadiseleri değerlendirdiğimizde olguların yüzde 80’inde virüsün aile içi temas olduğu görülüyor, yani virüsü çocuklara çoğunlukla aileler bulaştırıyor. Temasa çok dikkat etmek gerekiyor.” diye konuştu.
Çocukların konut ortamında yahut kalabalık ortamdan virüsü rahatça alıp taşıyabildiğine de dikkati çeken Orbak, hastanede serviste yatan çocukların yanlarında kesinlikle aile içi müspet teşhisli anne, baba yahut kardeş üzere bireylerin bulunduğunu aktardı.
Prof. Dr. Orbak, çocukların Kovid-19’u kolay atlattığını lakin hastaneden çıkmak için kendilerini çok zorladıklarına değinerek, şöyle devam etti:
“Çocukların uzun müddet mühlet kapalı yerde kalması çok zordu, hafif bulgularla yatan çocuklar daima hastaneden çıkmak istiyordu, bu durum hem bizi hem de ailelerini zorda bırakıyordu zira servislere giriş çıkış kapalıydı ve ziyaretçi de kabul etmiyorduk lakin biz vakasal yaklaşıp yatması gerekeni yatırıyorduk. Olumlu hadiseleri birinci süreçte taburcu etmedik, sonraki süreçte de konutta karantina koşuluyla testleri negatif çıkıncaya kadar hastanede tuttuk. Tabi bu süreç çocukları da çok yordu ve üzdü.”
Orbak, sıhhat çalışanlarının her vakit salgın hastalıklar için hazır olduğuna değinerek, “Her şeye karşın Sıhhat Bakanlığı koordinesinde süreç hoş yönetiliyor. Bizim için tedaviden daha kıymetlisi gözetici hekimliktir.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Cüneyt Çelik
Haberler.com
