İzmir’in Karaburun ve Seferihisar ilçeleri, su altı canlılığı bakımından dikkat çekiyor.
Bu bölgede görülen aslan balığı, fotoğraf sevdalısı dalışseverlere görsel zenginlik sunuyor.
Dalış turizmi hareketlendi
Ege’de, eğitim öğretim periyodunun sona ermesi ve tatil döneminin başlamasıyla dalış turizmi de hareketlendi. Tatil için Ege kıyılarını seçenlerden kimileri İzmir’deki dalış merkezlerin yolunu tutuyor.
Karaburun ve Seferihisar ilçelerini tercih eden dalışseverler, birbirinden farklı deniz canlılarını doğal ortamında görme imkanı buluyor.
Su altındaki canlılığı gözlemliyorlar
Profesyonel eğitimlerini tamamlayarak aldıkları brövelerle derin dalış yapanlar azamî 30 metre derinliğe kadar inerek su altındaki canlılığı yakından gözlemliyor.
Bazı dalgıçlar özel olarak üretilen su altı görüntüleme ekipmanları ile deniz hayatını fotoğraflarken kimileri da canlıları izlemekle yetiniyor.
Dalışseverlerin aslan balığı ilgisi
Son devirde popülasyonu arttığı gözlenen aslan balığı da fotoğraf tutkunu dalgıçlar tarafından su altında kayıt altına alınıyor. Yurt içi ve dışından gelen dalışseverler de aslan balığını fotoğraflamak istiyor.
Seferihisar Dalış Merkezi’nin sahibi Aydın Tunca, bölgede dalış yapmak isteyen dalışseverleri su altında çeşitli deniz canlılarının beklediğini söyledi.
Bölgedeki su altı canlılığının çok varlıklı olduğunu anlatan Tunca, şöyle konuştu:
Canlı popülasyonunun olduğu ender yerlerden biri
“Şehir dışından çok sayıda konuğumuz var. Okulların kapanmasıyla hareketlilik yaşanıyor. ‘Hocam bize ne göstereceksiniz?’ diye soruyorlar. Nihayetinde resif var, bacamız var, mağaralarımız var, iki tane batığımız var. Su altı canlılığı da çok fazla.
Diyebilirim ki Türkiye’nin birinci 5 dalış destinasyonu ortasında Seferihisar var. Birden fazla yerde dalış yaptım. Bu kadar canlı popülasyonunun olduğu az yerlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Denize her girdiğimizde baraküda sürüleri, sinarit, orfoz, lahoz, müren, ahtapot görmek mümkün.”
Aslan balığı, objektiflere yansıdı
“Aslan balığının sakıncalarını biliyoruz”
İstilacı bir cins olarak bilinen aslan balıklarının popülasyonunun da arttığını aktaran Tunca, bilhassa aslan balıklarını görmek için yurt dışında yaşayan dalgıçların da bölgeye gelerek dalış yaptığını lisana getirdi.
Son periyotta aslan balıklarının ağır olarak görüldüğünü belirten Tunca, “Her dalışta en az 4-5 aslan balığı görebilirsiniz. Aslan balığının sakıncalarını biliyoruz. Lakin görsel olarak çok fevkalade canlılar. Balık yumurtalarını yiyorlar, onlarla besleniyorlar. İstemediğimiz bir durum lakin görsellik olarak çok fotojenik canlı cinsleri. Aslan balığı neden cezbediyor.
“Yurt dışından gelen konuklarımız var”
Özellikle görselliği öbür canlı çeşitlerinden daha değişik bir görünüm. Güya kırlangıç balığını andıran bir biçimi var. Yakından çekim yapan fotoğrafçı arkadaşlarımız bayılıyorlar. Yalnızca aslan balığını çekmek için yurt dışından gelen konuklarımız var.” diye konuştu.
“Orfozlarda çoğalma var”
Karaburun Dalış Merkezi sahibi Hamdullah Aras ise Karaburun’daki su altı canlılığın bu yıl daha âlâ durumda olduğunu vurguladı.
Deniz suyu sıcaklığının bu yıl daha erken yükseldiğine işaret eden Aras, şunları aktardı:
“Üç haftada su sıcaklığı 4-5 derece birden artınca su altındaki canlılar daima yer değiştirmeye başladı. Mürenleri bilhassa bir hafta görüyorsun ikinci hafta bir bakıyorsun yer değiştirmiş. Orfozlarda çoğalma var. Karaburun’da 15 dalış noktamızda duvar ve resif dalışı yapılabiliyor. Bunlar hem birinci düzey hem de ikinci düzey dalışseverleri yakından ilgilendiriyor.
“Türkiye’de en çok mürenin olduğu bölge Karaburun”
Çünkü dalış noktalarımızın birçok 30 metrelerde. 6 dalış noktamız ise birinci düzey dalgıçları ilgilendiriyor. Karaburun’da en çok görebileceğimiz müren. Türkiye’de en çok mürenin olduğu bölge Karaburun. Orfozu da bol olan bir yer. Onun dışında deniz tavşanları, papağan balıkları, karagözler, ahtapotlar bu bölgede çokça var.”
Yaklaşık 11 yıldır dalış sporuyla ilgilenen Dilek Bilen Çetinkaya da yaptığı dalışların keyifli geçtiğini kaydetti.
“Mürenler biraz vahim olabiliyor”
Zaman vakit gece de daldıklarını anlatan Bilen, “Gecesi başka hoş, gündüzü başka hoş. Gece hengame eden mürenlerle, ahtapotlardan tutun da beslenen karavidalara kadar her şeyi görebilirsiniz. Mürenler biraz vahim olabiliyor. Malum çok kuvvetli hayvanlar. Lakin onlara ziyan vermiyoruz.
Aslan balığı zehirli
Uzaktan birbirimize bakıyoruz. Burada hem fotoğraf hem görüntü çekmek çok eğlenceli. Burada orfozu takip edip görüntüsünü çekmekten tutun da mürenin ağzındaki karidesin fotoğraflanması ve bir anemonun görüntülenmesine kadar her türlü kareyi yakalamanız mümkün.” diye konuştu.
Üçüncü düzey dalgıç Semen Kandemir de aslan balıklarının kendisini çok etkilediğini söz ederek, zehirli bir cins olduğunu bildikleri için önlemli davrandıklarını vurguladı.
“Su altında dalgıç yaklaşmadıktan sonra agresif bir tavır sergileme ihtimali yok”
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısmı Hidrobiyoloji Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Bilecenoğlu, aslan balığının zehirli ve istilacı bir tıp olduğunu, ekseriyetle kıyıdaki balık popülasyonu üzerinde bir av baskısı oluşturduğu bilgisini verdi.
AA’nın haberine nazaran, aslan balığının bedenindeki dikenlerin zehirli olduğuna işaret eden Bilecenoğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Dikenleri zehirli olduğu için dikkat etmek gerekiyor. Suyun altında dalgıç yaklaşmadıktan sonra aslan balığının agresif bir tavır sergileme ihtimali yok. Su altında fotoğraf çekecek olanlar ya da dalış yapacak olanlar ortaya belirli bir güvenlik uzaklığı koyduktan sonra inançlı bir biçimde dalışlarını tamamlayabilirler.
“Dokunmayın” uyarısı
Kesinlikle dokunmamak lazım. Tutmaya çalışmamak lazım. Aslan balığının beşere karşı agresif bir davranış içinde olduğuyla ilgili bir hadise bulunmuyor. Problem insanın bu balığa karşı agresif davranarak rahatsız etmesi. Şu an için deniz altında aslan balığı ile ilgili bir dalgıç yaralanması görülmediğini biliyorum.”
