Bozkır, vazifesi 76. Genel Heyet Başkanlığına seçilen Maldivler Dışişleri Bakanı Abdulla Shahid’e devretti.
Anadolu Ajansı ve TRT’ye Genel Konsey Başkanlığı hakkında açıklamalarda bulunan Bozkır, “Ülkem için, milletim ismine, şahsım ismine büyük bir gurur duyuyorum. BM’nin 75 yıllık tarihinde birinci kez bir Türk Genel Şura Lideri misyon aldı. Bunu yalnızca Türkiye’nin gururu değil, tüm Türk dünyasının gururu olarak değerlendiriyorum. Türk bayrağı ofisimde olsun, BM binasının çeşitli yerlerinde olsun, her vakit ortaya konuldu.” dedi.
“Çok güç bir devirde bu vazifesi ifa ettim”
Çok güç bir periyotta bu misyonu ifa ettiğini, salgın nedeniyle BM’nin neredeyse büsbütün kapalı olduğunu, salgının başlarında yalnızca kendisinin ve Genel Sekreterin ofisinin fiilen bulunduğunu ve tarihine bakıldığında BM’nin bu tıp bir zorlukla hiç karşılaşmadığını anlatan Bozkır, “Bütün bu güç kaidelerde hem bir Türk Genel Konsey Lideri olmak hasebiyle hem de BM’nin bu halde devam etmesine gönlüm razı olmadığı için tabiri caizse biraz da zorlayarak bu sistemi tekrar ayağa kaldırdık.” diye konuştu.
Bu şiddetli süreçte 104 Genel Heyet toplantısı, 15’in üzerinde yüksek seviyeli toplantı yaptıklarını, 325 karar tasarısı kabul edildiğini, tüm komitelerin vazifelerini tamamladığını ve gelecek periyoda hiçbir şey bırakılmadığını belirten Bozkır, ‘Bunu tabiatıyla bir muvaffakiyet olarak görüyorum.” tabirini kullandı.
Bozkır, seyahatin bile düşünülemediği bir devirde 14 ülkeyi ziyaret ettiğini tabir ederek “14 ülkenin hepsi benim başkanlık hedefime uygun ülkelerdi. Ben bu vazifeye başladığım vakit birinci öncelik olarak güç durumda, kendini muhtaç hisseden mazlum ülkelere ve topluluklara öncelik vereceğim diye başladım.” diye konuştu.
Türkiye ziyaretinde Meclis’e hitap ettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildiğini ve Hatay’daki Suriyeli mültecilerin bulunduğu kampları ziyaret ettiğini kaydeden Bozkır, “Oradaki bütün BM ikmal sisteminin gerçek dürüst işlemesi için dünyaya bildiriler verdim. O kapıların kapalı kalmaması iletisini orada birinci kez ben söylem ettim ve o sayede bugün o kapı BM Güvenlik Kurulu kararıyla açık hale geldi. Oradaki insanların karşılaştıkları zorlukları, ülkemizin bu mevzuda gerçekleştirdiği fedakarlığı dünya kamuoyuna sunabildim.” dedi.
Azerbaycan, Katar, Bangladeş, Pakistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’a da ziyaret gerçekleştirdiğini söyleyen Bozkır, “Esas maksadım Cox’s Bazaar’a gidip Rohingya Müslümanlarının kamplarını ziyaret etmekti ve bunu çok güç kurallarda bir kasırganın yaklaşmakta olduğu bir ortamda sağanak yağmur altındaki bir günde gerçekleştirdik.” sözlerini kullandı.
Bozkır, Pakistan ziyareti sırasında ise kendisine en büyük devlet nişanının takdim edildiğini ve bundan hem kendisi hem de Türkiye ismine onur duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na kendisini bu vazifeye aday gösterdikleri için hürmetlerini ve teşekkürlerini ileten Bozkır, “Bu iki sene zarfında çok güçlü takviye verdiler ve burada hiçbir formda kendimi yalnız yahut sıkıntı durumda hissettiğim tek bir saniye dahi olmadı. Her vakit ülkemizin Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, bütün ülkem milletimi daima ardımda hissettim.” değerlendirmesinde bulundu.
“BM ürkek davranıyor”
Kovid-19 salgınının devam ettiğini, ülkelerin salgından korktuğunu aktaran Bozkır, şöyle devam etti:
“BM aslında kanaatimce ürkek davranan bir kuruluş. 200 bin BM işçisi tüm dünyada her türlü güç alanlarda hizmet verirken, hayatlarını riske atarken, bombalı taarruzlarda hayatlarını kaybederken, eğitim olsun, sıhhat olsun, çeşitli hizmetlerde vazife yaparken, New York’taki Genel Heyete mensup üye ülkelerin konutta oturma lüksü olmadığını düşündüm daima ve onun için de zorladım daima. Ben zorladığım için toplantılar başladı.”
Bozkır, gelecek hafta Genel Konsey görüşmelerinin başlamasıyla BM’nin eski günlerine dönüş yolunda kıymetli bir adım atmış olacağını vurgulayarak “BM bunu yapmaya da mecburdur. Bütün dünya beşerlerine borçludur. 193 ülkenin temsil edildiği bir Genel Heyetin meskenden çalışma lüksü hiçbir formda yoktur.” dedi.
Bütün zorluklarına karşın Genel Şuranın 75. yıl dönümünde başkanlık yapmayı tercih ettiğini belirten Bozkır, “Adeta sıfırlanmış bir yapıyı bugünkü noktaya getirmek çok değerli bir gurur kaynağıdır.” tabirini kullandı.
Bozkır, “Genel Heyeti yönetirken, ülkemin Cumhurbaşkanı olsun, öbür bir temsilcisi olsun onlar kürsüden konuşurken Genel Şurası yönetememiş olmaktan ötürü içimde bir hicran var lakin yeniden de ekranlardan konuşurlarken ben Genel Heyetin başındaydım.” diye konuştu.
BM’nin bütün imkanlara sahip olmasına karşın 21. yüzyılın kaidelerine uygun olmadığını, son derece yavaş işleyen bir sistem olduğunu anlatan Bozkır, şunları kaydetti:
“Bunda çeşitli bürokratik pürüzler var. Genel Şura ve Güvenlik Kurulu istikrarları var. Alışılmış bir temayül var. Bunu zorladığınız vakit mevcut sistem bayağı tepki gösteriyor. BM, olaylar çıktıktan sonra, krizler ortaya çıktıktan sonra oraya ulaşan bir yapıya, imgeye sahip. Meğer BM, olaylardan evvel orada olmalı. Mesela Afganistan, en son örnek. BM artık insani yardımlar için para toplamaya girişiyor, oraya büyük ihtimalle yardımlar gidecek. BM orada vazife yapacak. Tahminen gerekli olduğu takdirde mavi bereli barış takımları gidecek lakin barışı sağlama noktasında BM’den bunu daha iyi ifa edebilecek güce sahip diğer bir yapı yok. BM bayrağı dünyada hürmet gören bir bayrak. BM bayrağı ile her yere girebilirsiniz…Böyle bir imkana sahipken, önünü almamak ve yalnızca olayların gerisinden gelmek bence BM bakımından bir kayıp.”
BM Genel Şurası ve BM Güvenlik Kurulu ortasındaki dengeyi de kıymetlendiren Bozkır, şöyle devam etti:
“Daha yüklü olarak Güvenlik Kurulu siyasi işlere bakar, Genel Heyet da kalan işlere bakar üzere bir imaj var, meğer bu tabloyu değiştirmek hem mümkün hem de çok kolay. Bütün sıkıntı 193 ülkenin temsil edildiği dünyadaki tek demokratik platform olan Genel Konseyi güçlendirmek. Genel Heyet istediği takdirde bütün hususlara girebilir. Bütün bahislerle ilgili görüşme yapabilir. Bütün hususlarla ilgili karar alabilir. Hiçbir mani yok buna ve de Güvenlik Kurulu’nun bir bahiste karar almasını beklerken kaybedilen vakitlerin aslında meselelerin tahlilini mümkün hale getirmemesi ve de problemlerin daha ağırlaşması üzere bir tablo önlenebilir.”
Bozkır, Suriye, Filistin, Myanmar mevzularında Güvenlik Kurulu tıkanmışken Genel Şurası topladıklarını hatırlattı
Siyasi rüzgar varsa her türlü zorluğun aşılabileceğini vurgulayan Bozkır, şunları söyledi:
“Genel Konsey siyasi rüzgar sağlayacak yegane düzenektir. Karar almasına bile gerek olmadan o rüzgarı hisseden dünya siyaseti ona nazaran davranır. Bu istikrar bu türlü kurulur. Yeni bir karar çıkaralım, BM Kuralı’nı gözden geçirelim orada yazılanları değiştirelim derseniz, o olmaz. Bugünün kurallarında bu mümkün değil lakin bu siyasi rüzgarı Genel Şurada sağladığınız vakit BM bütün beklentilere karşılık verecek bir ortama gelir ve esasen dünya ülkelerinin beklentisi de bu.”
Güvenlik Kurulu ıslahatları konusuna da değinen Bozkır, şu sözleri kullandı:
“Güvenlik Kurulu’nu iptal edeceğim deseniz beş ülkeden biri veto etme hakkına sahip hasebiyle sonu belirli bir operasyondan bahsediyoruz. Şu anda da çok değişik gruplarlar var. Islahatlar konusunda bir kısmı çok süratli gidelim diyor, bir an evvel bu işi bitirelim. Birkaç ülke daha üye olsun. Bir kısmı diyor ki aman daha sakin olalım bir kısmı da katiyen bu görüşülmesin diyor…Bu süreç bu türlü devam eder ancak sonunda bu beş ülkenin karar vereceği bir tablo var. Onun için demin söylediklerimi tekrar ediyorum. Genel Kurul’da veto yok. Getirirsiniz mevzuyu, oya sunarsınız, kimsenin veto etme hakkı yok. Uygulanır, uygulanmaz o başka sıkıntı lakin siyasi rüzgar gerisinde olan bir kararı ne Güvenlik Kurulu ne de kurulun 5 ülkesinin siyaseten tedbire imkanı var. Bu yolda güçlü bir iradeyle devam edilirse, Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ dediği de esasen budur ve dikkat ederseniz Türkiye’nin yer aldığı küme Güvenlik Kurulu ıslahatı çalışmalarında ‘bir an evvel ben üye olayım lakin şu olsun’ değildir. ‘Aklıselim içinde sistemi revize edelim. Sistemi o denli bir revize edelim ki birebir vakitte BM düzenekleri işlesin’ demek istiyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Münasebetiyle Genel Heyeti güçlendirirsek bu istikrar sağlanır ve veto baskına maruz kalmadan BM’nin dünya platformunda beklentilere yanıt verebilecek faal bir güçlü yapıya sahip olması mümkün hale gelebilir.”
“Afganistan’da nasıl çözüleceği tam olarak muhakkak olmayan bir sıkıntıyla karşı karşıyayız”
Afganistan’daki gelişmeleri de pahalandıran Bozkır, “Afganistan konusu göz nazaran göre aylardır geleceği belirli olan bir halde gelişti ve bugün karşımızda nasıl çözüleceği tam olarak muhakkak olmayan bir sorun olarak yer alıyor.” diye konuştu.
Bozkır, Afganistan’da başta bayan ve kız çocuklarının haklarına hürmet duyulması gerektiğini vurguladı. Bozkır, Taliban’a yönelik BM Güvenlik Kurulu yaptırımları ile ilgili de şu değerlendirmede bulundu:
“Her gün farklı bir tablo ortaya çıkabilecek bir durum ile karşı karşıyayız. Onun için sakin ve aklıselim davranmamız gerekiyor. Zorlayarak Afganistan’da bir noktaya gelebileceğimiz bir tablo yok ortada. Onun için Taliban’ın ne biçimde davranabileceğini görmemiz lazım. Taliban’ın dünya ile ilgisini kurmak isteyip istemeyeceğini görmemiz lazım. Taliban’ın kendi ülkesi içinde söyledikleri ve yaptıkları ortasındaki farklılığı olmayacağını görmemiz lazım. Bugünden bir ay sonrası için dahi konuşmak için erken olduğunu düşünüyorum. O tabloyu dikkatle izleyeceğiz. Hissi davranmayacağız ve bütün bölgeyi, bütün dünyayı tehlikeye atabilecek bir durum ortaya çıkmaması için çaba sarf edeceğiz.”
“Türkevi, ülkemiz için gurur verici bir bina”
Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı Türkevi ile ilgili de Bozkır, şunları söyledi:
“Ülkemiz için gurur verici bir bina inşa edildi. Ben New York Başkonsolosuyken başlayan uğraşlar yıllar sonra nasip oldu bugün sonuçlandırılabildi. Bu çok eski bir öyküdür. Onun için ülkeme milletime, Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür borçluyuz. Bu türlü bir binayı dünyanın 193 ülkenin temsil edildiği BM’nin tam karşısında inşa ettirmek, 193 ülkenin oradaki Türk bayrağına bakarak güne başlamasını sağlamak ve günü yeniden Türk bayrağına bakarak bitirmesini sağlamak çok kıymetli bir konudur. Bina hakikaten mimari olarak da New York’ta kendine has özellikleri olan Türk motifleriyle de bezenmiş haliyle de iftar edilecek bir bina. Onun için gurur duyuyorum. Son derece kıymetli bir atak. Açılışa natürel ki katılacağım.”
Bozkır, ay sonunda da Türkiye’ye dönüp parlamentodaki orta verdiği misyonuna başlayacağını kelamlarına ekledi.
Milliyet
