'Çocuklarda yüksek düzeye ulaşan 'D' vitamini ritim bozukluğuna yol açıyor'

ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Balcalı Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Haytoğlu, pandemi periyoduyla birlikte son vakitlerde polikliniklere yüksek seviyede D vitamini alan çocukların gelmeye başladığına dikkati çekti. Doç. Dr. Haytoğlu “Çocuğunuza iyi bir şey yapalım derken onları bu vitamin toksisitesiyle karşı karşıya bırakabiliyorsunuz. D vitaminini fazla alan çocukta toksik doza ulaştığında bedende kalsiyum birikmeye başlıyor. Bu kalsiyumun yüksek seyretmesi de çocukta ritim bozukluğuna kadar yol açabiliyor” dedi.

Pandemi periyoduyla birlikte D vitamininin koronavirüs ile uğraşta değeri çokça gündeme geldi. Bu nedenle ailelerde ‘çocuğumuza ekstradan vitamin desteği yapmalıyız’ üzere bir algı oluştuğunu belirten ÇÜ Balcalı Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Haytoğlu, D vitaminin sadece eksikliği durumunda yerine konması gerektiğinin kıymetini anlattı. Doç. Dr. Haytoğlu, çocukların bağışıklığını korumak isteyen ailelere sağlıklı beslenme ve uyku nizamına dikkat ederek onları telaştan uzak tutmaları teklifinde bulundu.

‘VİTAMİN DESTEĞİNİ İLAÇ OLARAK KULLANMAYIN’Son devirde polikliniklere yüksek seviyede D vitamini alan çocukların gelmeye başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Zeliha Haytoğlu, “Çocuğunuza iyi bir şey yapalım derken onları bu vitamin toksisitesiyle karşı karşıya bırakabiliyorsunuz. D vitaminini fazla alan çocukta toksik doza ulaştığında bedende kalsiyum birikmeye başlıyor. Bu kalsiyumun yüksek seyretmesi de çocukta ritim bozukluğuna kadar yol açabiliyor. Şayet çocuğunuzda bir vitamin eksikliği yok ise çocuğunuzun büyümesi, gelişmesi iyiyse, yaşıtlarıyla uyumluysa, iştahı yerinde olan bir çocuksa lütfen dışarıdan, koronadan korunmak maksadıyla vitamin desteğini ilaç olarak kullanmayın. Şayet bu hususta bir telaşınız varsa lütfen evvel hekiminizle görüşün. Hekim değerlendirmesinden sonra bir vitamin eksikliği varsa bunun yerine konulması hem çocuğun büyümesi hem bağışıklığının sağlanması açısından gereklidir” diye konuştu.’SAĞLIKLI BESLENMELERİ ÖNEMLİ’Çocuklarda vitamini eksikliğinin oluşmaması için sağlıklı beslenmeleri gerektiğini lisana getiren Doç. Dr. Haytoğlu, “İçlerinde trans yağ bulunan unsurlar, paketlenmiş kolay şekerlerden oluşan şekerlemeli ya da tuz oranı yüksek olan atıştırmalıklar, hazır soslar, fast- food yiyecekler, güç içecekleri yahut içerisinde kolay şeker ve kafein oranı yüksek olan içecekleri tükettirmeyeceğiz. Başta doğal ki vitamin ve antioksidan açısından varlıklı olan meyve ve sebzeler tercih edilmelidir. Mevsimine uygun olanları öneriyoruz. Uygun koşullar da kurutulmuş meyveler de kullanılabilir. Zerzevatları kullanırken de değişik renktekileri bir ortada kullanarak salata ve ana öğün olarak sunabiliriz. Meyve- zerzevatları bol su ile pak yıkayarak hazırlayacağız. Besin hazırladığımız yerin ve hazırlayan kişinin ellerinin pak olmasına dikkat edeceğiz” tabirlerini kullandı.’HAYVANSAL VE BİTKİSEL BESİNLER ALMALILAR’Beslenmede vitamin ile birlikte protein ve lifli besinlerin da alınması gerektiğini söyleyen Haytoğlu, şu tekliflerde bulundu: “İkinci olarak da antikor üretiminde kullanılan protein çok kıymetli. Proteinden uygun beslenmesi gereken çocuk bunları hayvansal ya da bitkisel besinlerden alabilir. Bitkisel besinlerden baklagiller kıymetli. Hem baklagiller lif açısından da varlıklı. Lifin değeri de bağırsaklarda bakteri, virüs geçişini azaltıyor. Hasebiyle hem lif hem protein alınmalı. Tek başına bitkisel protein kâfi değil, beraberinde hayvansal protein de almalılar. Bunu et, süt, yumurta, balık olarak alabilirler. Omega- 9 açısından güçlü olan zeytinyağı ile yemekler hazırlanabilir. Protein, vitamin, mineral alan çocuk natürel ki toksinlerin uzaklaştırılması açısından değerli olan bol ölçüde su da almalıdır.”‘HASTALIĞI ANLATIRKEN TASA YARATMAYIN’Beslenmenin yanı sıra çocuklarda duygusal sağlamlığında kıymetli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Zeliha Haytoğlu, şöyle konuştu:

“Bir de uykusuna ihtimam göstereceğiz. Zira çocuklar gün uzunluğu evdeler. Bu işin bir ucu berbat beslenen çocuk, başka ucu berbat beslenip çok ölçüde beslenen çocuk ki, çocukların bir kısmı kilo almaya başladı. Münasebetiyle çocuklarımız için mesken içerisinde ailelerle birlikte küçük fizikî aktiviteler düzenlenebilir. Natürel bu bir hastalık ve vefatlar de görülüyor. Çocuklarımıza bu hastalığın ciddiyeti ile ilgili bilgi verirken onlara dert yaratmamak gerekiyor. Zira fizikî sıhhat birlikte duygusal sağlamlık da değerli. Duygusal açıdan çöküntüde olan, korkusu yüksek olan bir çocuğun da immünitesi bozulabilir. Çocuklarımıza yanlışsız bilgiyi yaşına uygun bir biçimde anlatarak onlarda tasayı uyandırmadan bu hastalıktan korunma formüllerini anlatmalıyız.”