Antalya’da 64 yaşındaki Çiğdem Altınöz, emekliliğinin akabinde, yaptıkça huzur bulduğunu düşündüğü fotoğraflarla çocukluk hayalini gerçekleştiriyor.
Altınöz, İstanbul‘da kız teknik lisesinde eğitim görürken, ikinci sınıfta ablasıyla fotoğraf kısmını seçti. Fakat babalarıyla görüşen öğretmenleri, Çiğdem Altınöz’ü daha başarılı olacağına inandıkları çocuk gelişimi ve eğitimi kısmına kaydetti. Altınöz’ün “bir meskene iki ressam fazla” denilerek dilekçesi sürece konulmadı.
Ailesini ve öğretmenlerini mahcup etmemek için çok çalışan Altınöz, okulunu dereceyle bitirdi. Özel ve devlet okullarında bir devir öğretmenlik yapan Altınöz, eşi ve babasının, “evde kal çocuklarına bak” demesi üzerine mesleğini bırakmak zorunda kaldı.
Altınöz, yıllar sonra çalışmaya karar verince muhasebe eğitimi aldı. Bir şirkette muhasebe müdürlüğüne kadar yükselen Altınöz, eşinden ayrıldıktan ve emekli olduktan sonra 55 yaşında hayalinin peşine düştü.
Epey yetenekli olan Altınöz, internetten ve kitaplardan öğrendiği bilgileri yeteneğiyle birleştirmeyi başardı.
Alzaymır hastası annesi ve down sendromlu kızıyla Antalya’nın Aksu ilçesinde ömrünü sürdüren Altınöz, fotoğraf yaparak ruhunu dinlendirdiğini düşünüyor.
Tarihi dizilerin karakterlerini çizdi
Birinci olarak portre çalışmaları yapan Altınöz, “Diriliş Ertuğrul” dizisinde 5 dönem boyunca rol alan tüm oyuncuların fotoğrafını yaptı. Altınöz, daha sonra Türk tarihini anlatan başka diziler “Kuruluş Osman” ve son olarak da “Uyanış: Büyük Selçuklu” dizisinin oyuncularının portrelerini çizdi.
Türk tarihindeki bayan başlıklarını da çizdiği özel bir koleksiyon hazırlayan Altınöz, son olarak ise Allah’ın 99’un ismini çiçek motifleriyle süslediği çalışmasına devam ediyor.
Altınöz’ün stant açma imkanı bulamadığı için toplumsal medya hesaplarından paylaştığı fotoğrafları ilgi çekiyor. Çok sayıda kümede paylaşılan fotoğraflar sayesinde Altınöz’ün yapıtları daha çok şahsa ulaşıyor.
“Resim yaparak ruhuma şifa bulmaya başladım”
Altınöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukken bahçede salyangozların yaptığı izleri görünce çok etkilendiğini söyledi.
Salyangozlar üzere peşinde iz bırakma fikrini çocuk yaşta hayat ideolojisi olarak benimsediğini aktaran Altınöz, bunu da yapacağı fotoğraflarla gerçekleştirebileceğine inandığını lisana getirdi.
Okul yıllarında hayalini gerçekleştiremediğini, ablasına bu fırsatın tanındığını anlatan Altınöz, ilerleyen yıllarda ablasının fotoğraf kısmını bitirmesine karşın mesleğini yapmadığını, Almanya’ya gittiğini söz etti.
Emekliliğinin akabinde hiçbir şey için geç kalmadığını düşünerek hayalinin peşinden gittiğini belirten Altınöz, şöyle konuştu:
“İçimdeki hisleri bir halde tabir etmek istedim. Fotoğraf yaparak ruhuma şifa bulmaya başladım. Savaş mağduru çocukların yüzlerini çizerek çektikleri acılara dikkati çekmeye çalıştım. Fotoğraf yaparak ruhumu besliyorum. Fotoğraf benim için bir aşk, yapamadan duramıyorum. Maddi durumum olsa stant de açacaktım. Takviye verilirse bu hayalimi de gerçeğe dönüştüreceğim. Özel stant salonlarının istediği fiyatları ödeyemem. Kirada oturuyorum, yalnızca emekli maaşım var. Yaptığım fotoğrafları toplumsal medyada paylaşıyorum. Orada çok sayıda kişi takip ediyor. Benim standım internet standı, açık stant üzere bir şey oluyor.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Levent Kişi
Haberler.com
