Şimdilerde Star TV’de ekranlara gelen ‘Sana Söz’ isimli dizide ‘Ömer Komiser’ karakterini canlandıran Erkan Petakkaya’nın, Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajdan bir kısım şöyle:
Keyifli bir insan mısınız?
Biraz çabuk parlarım lakin çabuk da sönerim, çabucak geçer. Asla kindar değilim. Kusur yaptıysam özür dilerim. Kimselere yanlış yapmam. Yaptıysam da asla bilerek yapmamışımdır. Hayatı seviyorum, dünyayı gezmeyi seviyorum. Karım ve çocuğumla 30’dan fazla ülke gezdik. Hayalim tekneyle dünyayı gezmek, dilerim bunu yapabilirim.
‘Kırmızı Oda’ dizisindeki ‘Sadi’ karakteriyle izleyenlerin yüreğine dokundunuz. Bu kadar gerçek oynamayı nasıl başarıyorsunuz?
‘Sadi’ karakteri beni de çok etkiledi. Meslek hayatımda çok özel bir yeri oldu. Büyük bir zevk ve keyifle oynadım. Seyirci de çok beğendi ve çok keyifli oldum. Nasıl bu kadar gerçek oynuyorum sorusunun cevabı güç zira bu benim mesleğim. Çok severek yaptığım işim.
Daima başarılı işlerde gördük sizi. Tutmayan bir iş sizi üzer mi?
Bir dizinin tutup tutmayacağını anlamak artık güç. Güya göle maya çalıyoruz. Evvelden senaryoya baktığımızda bir modül anlardık akıbetini. Şu an ne üretimci, ne oyuncu ne de senarist anlıyor. ‘Kesin tutacak’ denen şey olmuyor. ‘Bu olmaz’ denen şey oluyor. Yıpratıcı şeyler.
Şu kişiyi canlandırmak isterdim” dediğiniz bir rol var mı?
2001’de bir suikast sonucu öldürülen emniyet müdürü Gaffar Okkan’ı oynamayı çok isterdim. Hatta bir orta çalıştık üzerinde lakin olmadı. Hayalimdir. Ayrıyeten senaryosu çok iyi yazılmış bir soygun sinemasında oynamak istiyorum.
Ticaretle de ilgileniyordunuz. Pandemi sizi ne kadar etkiledi?
Bir restoranım vardı, 2.5 yıl önce sattım lakin hâlâ paramı alamadım. Ben saf adamımdır, insanlara inanırım ve resmen dolandırıldım…
“Bildiğiniz profesyonel dolandırıcılara denk geldim. Sıhhat olsun! Bu işin mahkemesi, adaleti var. Bir halde hakkımı alırım fakat ticaret bana nazaran değil. Herkes kendi işini yapmalı. Bir de başında durmadığın iş senin isin değilmiş. Onu anladım.”
Ömrün sırrını çözdünüz mü?
İyi insan olmak, insanlara yardım edebilmek, hayatın tadını çıkarabilmek. Zati gözünün çok üstlerde olmaması gerekiyor insanın. Ekstrem durumlar hariç memnunluk ve mutsuzluk dünyaya adil bir halde dağıtıldı. Değişen yalnızca otomobilin direksiyonu ile halının kalınlığıdır. Memnunluk, huzur insanın içinde.
Türkiye’nin genel durumuyla ilgili neler söylersiniz?
Ülkemi ve insanlarımızı çok seviyorum. Tabiata daha iyi bakarsak, işimizi daha iyi yaparsak, dürüst, yardımsever olursak, dünyanın en başarılı ve refahı en yüksek ülkelerinden biri olabiliriz. Yalnızca ülkemiz değil, dünya da sıkıntı bir vakitten geçiyor. Bayanlara, çocuklara, hayvanlara kimse şiddet uygulayamaz! Çok ülke gördüm lakin inanın dünya bir yana, biz Türkler bir yana.
Milliyet
