Antalya’da özel bir şirkette çalışan Gülsüm Taç, 24 Mayıs günü işe gelmeyince meraklanan mesai arkadaşları, polise haber verdi. Bayanın konutuna giden polis, kapı açılmayınca çilingir yardımıyla içeri girdiğinde, mutfakta kahvaltı masasındaki Taç’ın hayatını yitirdiğini belirledi. Akdeniz Üniversitesi İsimli Tıp Kurumu morgunda yapılan ön otopside, Taç’ın bedeninde darp izi olmadığı, kesici ve ateşli silah yarası bulunmadığı, vefatının kalp krizi olabileceği, fakat kesin vefat nedeninin ayrıntılı otopsiden sonra ortaya çıkacağı belirtildi. Akabinde Taç’ın cenazesi yakınları tarafından alınarak toprağa verildi.
VİCDAN AZABI ÇEKTİĞİNİ SÖYLEYİP CİNAYETİ İTİRAF ETMİŞTİ
Adana’da 27 Mayıs’ta polis merkezine giden ve fotoğraf öğretmeni olduğunu söyleyen Cem Yılmaz, Antalya’da meskeninde meyyit bulunan Gülsüm Taç’ı tanıdığını, yaklaşık 2,5 yıldır sevgili olduklarını söyledi. Yılmaz, bir müddet evvel Antalya’ya giderek onun meskeninde kaldığını, bir sabah kalktığında onu mutfakta ölmüş halde görüp korkarak kimseye söylemediğini, Adana’ya döndüğünü söz etti. Bunun üzerine ‘yardım ve olayı bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemekten’ hakkında süreç yapılan Yılmaz, özgür bırakıldı. 28 Mayıs’ta polisi telefonla arayan Yılmaz, Gülsüm Taç’ı öldürdüğünü söyleyip, vicdan azabı çektiği için intihar edeceğini belirtti. Bunun üzerine polis, şüphelinin adresine gitti. Yılmaz, meskende intihar teşebbüsünde bulunmuş halde bulundu.
BORNOZ JENERASYONUYLA BOĞAZINI SIKMIŞ
Hastaneye kaldırılıp tedavi edilen Yılmaz sözünde, 12 Mayıs’ta Gülsüm Taç’ın yanına gittiğini, 22 Mayıs’a kadar yanında kaldığını, kendisinin Adana’ya dönmek istediğini, lakin sevgilisinin buna müsaade vermediğini söyledi. Banyoda onu öldürmeye karar verdiğini aktaran Yılmaz, sevgilisinin boğazını bornoz jenerasyonuyla sıkarak öldürdüğünü belirtti. Kuşkulu tabirinde, kocasından uzun müddettir ayrılmadığı, kendisinin de Adana’ya gitmesine ve ailesiyle görüşmesine müsaade vermediği için Taç’ı boğarak öldürdüğünü kaydetti.
TUTUKLANDI
Cem Yılmaz, cinayeti örtbas etmek ve boynundaki morlukların görünmemesi için fondöten sürdüğünü söyledi. Daha sonra kıyafetlerini giydirip mutfakta kahvaltı yaparken boğularak ölmüş izlenimi vermek için ağzına bir modül ekmek ve peynir koyduğunu, ocağa da süt koyup altını yanık halde bıraktığını tabir etti. Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Ofis Amirliği takımları Antalya polisi ile irtibata geçip şüpheliyi teslim etti. Antalya’da adliyeye sevk edilen Yılmaz, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından ‘kasten öldürme’ cürmünden tutuklandı.
PORTRESİNİ ÇİZMİŞ
Fotoğraf öğretmeni Cem Yılmaz’ın, cinayetin akabinde Gülsüm Taç’ın portresini çizdiği de ortaya çıktı. Yılmaz’ın, portreyi çerçeveletip meskeninin bir köşesine koyup, çiçeklerle süslediği, yanına da ‘Gülsümüm mayam benim. Keşke beni aileme gönderseydin. Kocandan ayrılma sürecini uzatmasaydın. Yanına geliyorum, seni seviyorum’ yazılı not bıraktığı belirlendi. Öbür yandan ikilinin, 4 yıl evvel Amasya’da fotoğraf kursunda tanışıp arkadaşlık kurduğu, bir mühlet görüştükten sonra yollarını ayırdıkları, 1.5 yıl sonra yine görüşmeye başladıkları öğrenildi.
Sanık Cem Yılmaz, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü sefer hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık bulunduğu cezaevinden duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken, Gülsüm Taç’ın yakınları ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Mahkeme lideri sanık Cem Yılmaz’ın duruşmaya saatler kala 15 sayfalık yeni savunma sunduğunu söyledi. Şikayetçi ve sanık avukatı yeni savunmanın içeriğini bilmediklerini belirterek, mahkemeden mühlet istedi.
Maktulün kardeşi Ş.Ç. olayın art planında bir şeyler olduğunu belirterek, “Sanık bunları açıklasın biz de bilelim. Ablamı planlı bir biçimde öldürmüştür. Nasıl serinkanlı bir biçimde yıkamış hepimiz öğrenelim. Ne anlatacaksa anlatsın. Biz de rahata kavuşalım. Madem bu kadar çok seviyormuş ablamı, evli olduğunu biliyormuş, ayrılıp evlenselerdi. Sevgilisiydi de neden öldürdü” dedi.
‘CİNSEL BAĞLANTI SIRASINDA ÖLDÜ’ TEZİ
Sanık Cem Yılmaz mahkemeye sunduğu yazılı dilekçesini tekrar ettiğini tabir ederek, “Ben hayatımda birinci kez mahkemeye çıktığım için olayın tesirini de üzerimden atamamıştım. Birinci duruşmadan sonra daha rahat konuşabilmek için psikiyatriye gittim. İkinci duruşmaya onun teklifiyle çıktım. 3 haftadır da görüşüyorum. Psikiyatri yaşadığım olayın daha taze olduğunu ve yaşadıklarımın da olağan olduğunu söyledi. Şu anda hala tedavi görüyorum. Nitekim ortada ağır bir cinsel durum var. Ben ağır cinsel alakanın bilinmesini istemediğim için bugüne kadar anlatmadım. Mahkeme heyetinden, herkesten özür diliyorum. Gülsüm hakikaten güç bir insandı lakin ben mutlaka kendisini öldürmedim. O denli bir teşebbüsüm de olmadı. Gülsüm cinsel bağlantı sırasında öldü” diye konuştu.
Sanık avukatı ise İsimli Tıp raporunda Gülsüm Taç’ın kanında yüzde 41 oranında etanol mevcut olduğunu belirterek, etanolün ani ölümlere sebebiyet verdiğini öne sürdü. Avukat, mahkemenin İsimli Tıp’tan görüş sormasını da istedi.
Mahkeme heyeti sanığın tutukluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Süleyman EKİN
Haberler.com
