tv8’de yayınlanan ‘2. Sayfa’ programına telefonla bağlanan Feyza Aktan’ın açıklamaları şöyle:
“Bu olayın iki gün öncesi var. Planlanmış bir olay. Biliyorsunuz benden arabayı aldılar. Kuzey’i okula Özcan’ın sürücüsü getirip götürüyordu. Bir gün öncesi sürücü bana bildiri attı, ‘Hastayım, yarın Kuzey’i alamayacağım’ diye…”
“ARADIM AÇMADI, İLETİYE KARŞILIK VERMEDİ”
“Şoföre ‘Tamam, Özcan ile hallederiz’ dedim. ‘Özcan Beyefendi de alamayacak’ dedi. Sabah aradım açmadı, ileti attım dönmedi. Çocuğu okula taksiyle götürdüm. Gün içinde daima yarını organize etmeye çalıştım. Babayla kontak kuramadığım için, tekrar sürücüyle görüştüm…”
“Şoför ‘Ben bir mühlet Kuzey’i okula götüremeyeceğim. Bana bu türlü talimat geldi. Lüften Özcan Beyefendi ile irtibat kurun” dedi. Özcan’a ‘Lütfen ferdî hırslarını bu mevzudan uzak tutalım. Taksi bulmak çok sıkıntı. Takside bebek koltuğu olmadığı için ben bunu uzun vadede kullanamam’ formunda bildiriler attım…”
“KAPYI AÇTIM, BAĞIRMAYA BAŞLADI”
“Olay sabahı saat 09:00’da okul başlıyor. 10:00’da da Özcan’ın görüş saati başladı lakin gelen olmadı. Bu izlediğiniz manzara sabah 10:00’da. Kapıyı açtım, bağırmaya başladı. ‘Oğlumun önlüklerini neden giydirmedin, neden çocuğun üstünde formaları yok’ dedi…”
“Ben de gülerek ‘Saatin farkında mısın, çabucak giydirip veriyorum’ dedim. Bağırmaya devam etti. O gün o kadar gözü dönmüş bir biçimde geldi ki… Zira velayet davamız yaklaştı ve ellerinde bir manzara olmak zorundaydı. Çocuğun kapıya çıktığını fark ettiğim anda, kapıya yöneldim ve Kuzey’i içeri yolladım…”
“BAŞIMA YENİ BİR OYUN SARMA”
“Şov devam etti. ‘Vurma’ diye yüklendi. Sonra yengeyi aradım. ‘Kuzey’i Özcan’a verir misin?’ dedim. ‘Özcan çıktı’ dedi. Özcan’a ileti attım, ‘Çocuğu gel al, başıma yeni bir oyun sarma’ dedim. Yanıt yok. 1-2 saat sonra polis aradı. ‘Özcan Bey’e ve çocuğunuza şiddet uyguladığınız için hakkınızda şikayet var’ dediler…”
“Polis arabası ile hastaneye gittik. Çocuk muayene edildi. Dönüş yolunda kucağımda uyudu. Özcan’a ‘Çocuğu sana bırakacağım’ dedim. İnatla beni kendi meskenime yönlendirdi. ‘Siz konuta geçin, ben alacağım’ dedi. Tekrar bir şeyin peşinde olduğunu anladım…”
“Avukatım ‘Karakola dönelim, çocuğu orada alsın’ dedi. Bir saat bekledim gelen olmadı. Söz vermeye üst çıktım. Kuzey’i bahçede teyzesinin yanında bıraktım. Yanlarında Özcan’ın ağabeyi de vardı. O sırada içeri polisler girdi. Beni tutuklamaya geldiler sandım. ‘Çocuğu babasına vermemişsiniz, ivedilikle çocuğu babaya teslim etmeniz gerekiyor’ dediler…”
“KAMERALAR 7×24 BİZİ İZLİYOR”
“Gönderdiğim bildirileri polislere gösterdim. Çocuğu babasına vermeye çalışan benim. Akşam 20.30’a kadar karakoldaydım. Bunlar 15 Eylül’e ilişkin imajlar lakin velayet duruşmasının yapıldığı saatte servis edildi. Bu kameralar Özcan’ın konutumun önüne yerleştirdiği kameranın imgeleri. 7×24 bizi izliyor…”
“BUGÜN OLSA O TOKADI YENİDEN ATARIM”
“Bunların başıma geleceğini biliyordum. O kameraların orada olduğunu bile bile bu olayı yaşadım. Hırsımla, öfkemle o tokadı attım. Bugün de olsa o tokatı atarım. Annesi olarak, Kuzey’i korumak ismine o tokat daima yapacağım bir şey. Bir daha Kuzey’in psikolojisini etkileyecek bir halla karşılaşırsam birebir şeyi yaparım…”
“Olayın iki dakika evvelki kısmı var, kesilen kısım. Onlar yayınlansa bugün bunları anlatmak zorunda kalmazdım. Görüntünün tamamı yayınlansaydı Özcan Deniz’in yaptıkları da görülürdü. Planlanan, hazırlanan bir günün sonucuydu. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü üzere değil…”
“BÜTÜN AİLE ‘KREDİ KARTI’ DİYOR”
“Yaşanan tüm süreçleri, neden bu noktaya geldiğimizi ve neler yaşadığımızı yakın vakitte paylaşacağım. Bu türlü bir şey olsa bile, çocuğunun annesi olan bir bayan için bunların yazılmayacağını herkes bilir. ‘Kredi kartı’ bana birinci söylenen şey değil ki. Bütün aile daima birebir şeyi söylüyor…”
“Ben kanıtlarla çıktım. Benim onlara açtığım rastgele bir maddi dava varsa koysunlar önüme ben de ‘Haklılar’ diyeyim. Daima olarak ‘O bayan değilim’ demeyi hoş bulmuyorum. Başka taraf bu mevzuda direniyor olabilir lakin ben buna prim vermeyeceğim.”
“SEN KREDİ KARTI DEĞİLSİN OĞLUM”
Öte yandan duruşmanın akabinde toplumsal medya hesabından paylaşım yapan Özcan Deniz’in sert kelamları gündem oldu. Oğlu ile fotoğrafına uzunca bir not düşen müzikçi, şu tabirleri kullandı:
“Sen evlatsın… Kişilik hakları olan bir bireysin. Kimsenin şöhret basamağı, deney tahtası, hırs ve çıkar kapısı ve en değerlisi ‘kredi kartı’ değilsin. “Senin küçük vücudunun ardına sığınıp bunları yapan herkes, kimliği ne olursa olsun bize akıttıkları her damla gözyaşımızın hesabını yargı karşısında verecekler canım oğlum. Bastığın toprağa, aldığın her nefese kurban olacak güçlü bir baban var senin.”
Milliyet
