Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüz yüze eğitimin kademeli olarak başlayacağını açıklamasından sonra gözler okullardaki koronavirüs tehlikesine çevrildi. Bu anlamda geleceğimiz çocuklarımız için en az koronavirüs illeti kadar tehlikeli olan okul çevrelerindeki uyuşturucu tehdidine dikkat çeken Temiz Toplum Derneği Genel Başkanı Bilal Ay, “Uyuşturucu ile el birliği ile herkes mücadele etmeli. Bu öyle bir mücadele ki, herkesin boynunun borcu” dedi.
“KORUNMAK KORONA KADAR KOLAY DEĞİL”
Ailelerin çocuklarını uyuşturucu illetinden korumak için teyakkuz halinde olmaları gerektiğine dikkat çeken Bilal Ay, “Okulların açılmasına az bir zaman kaldı. Aileler doğal olarak koronavirüs salgını sebebiyle endişe içerisindeler. Ancak uyuşturucu belası da en az korona kadar tehlikeli. Virüsten maske, mesafe ve hijyen ile korunmak mümkün ancak uyuşturucudan korunmak, çocuklarımızı korumak maalesef bu kadar kolay değil” şeklinde konuştu.
“UYUŞTURUCU ÖLDÜRÜYOR”
Uyuşturucunun sanılandan çok daha büyük bir risk olduğunu ifade eden Ay, “Bu illet sadece bağımlılık yapmıyor sakat bırakıyor. Öldürüyor! Örneğin sentetik uyuşturucu kullanan birisi ortalama 3 yıl yaşıyor. Tek kullanımda dahi öldürebiliyor. Bir başka madde kişinin akli dengesini kalıcı olarak bozabiliyor” dedi.
“AİLE KULLANIYORSA RİSK İKİ KATINA ÇIKIYOR”
Uyuşturucunun zararının sadece kişinin kendisine olmadığına değinen Başkan Ay, “Toplumsal bir çöküşe de sebep oluyor. Örneğin dağılan her 100 ailenin 5’inde uyuşturucu bir sebep ya da sebeplerden biri. Ülkemizde yaşanan cinayetlerin yüzde 60’ının, tecavüzlerin yüzde 33’ünün, şiddet haberlerinin yüzde 40’ının arkasında alkol ve uyuşturucu var. Nasıl ki koronavirüste her hastanın bulaştırma riski varsa, her bağımlı da çevresini bağımlı yapıyor. Lise öğrencilerinin yarısı ilk kez maddeyi ailesinden temin ediyor. Aile kullanıyorsa risk 2 katına çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“SİVİLCE İLACI YALANIYLA GENÇLER KANDIRILIYOR”
Uyuşturucuya bulaşmanın sadece bilinçli bir hata olmadığını da belirten Temiz Toplum Derneği Genel Başkanı Bilal Ay, “Torbacılar akıl almaz yöntemlere başvuruyorlar. Şişman bir gencimize zayıflama ilacı diye ya da sivilceli bir gencimize sivilcelerini geçirecek yalanıyla uyuşturucu kullandırabiliyorlar. Gençler, bunun böyle olduğunu bilmiyor ama bir kez kullanıldığında iş işten geçmiş oluyor. Meyve çaylarına uyuşturucu karıştırılabiliyor. Eğer bir bağımlı para bulamazsa, ya hırsızlık yapıyor ya da kendisi de torbacı olup başka kişileri tuzağa çekiyor” sözlerine yer verdi.
“HEMEN HER YERDE UYUŞTURUCU VAR”
Türkiye’nin hemen her yerinde uyuşturucuya rastlandığını belirten Bilal Ay, “Yakın zamanda, daha korunaklı olabileceğini düşündüğümüz köylerden dahi akıl almaz haberler geliyor. Şırnak ya da Yalova’nın bazı köylerinde inanılmaz rakamlardan söz ediliyor. Saha çalışmalarımızdan gözlemlediğimiz İstanbul’da Esenyurt, Küçükçekmece, Beşiktaş, Kadıköy, Gaziosmanpaşa, Bağcılar, Bahçelievler, Pendik, Tuzla, Şişli, Beyoğlu gibi ilçelerde risk bir miktar daha fazla. Amacımız bir yeri hedef göstermek değil elbette. Her aile pürdikkat bu meseleye eğilmeli ama buralarda yaşayan aileler biraz daha dikkat kesilmeli” diye konuştu.
“MERAK, ARKADAŞ BASKISI, GÜVENSİZLİK…”
Kandırılma dışında gençleri uyuşturucuya iten sebeplerine de değinen Ay, “Merak, arkadaş baskısı, olgunlaşacağını düşünmek, kendine güvensizlik, düzensiz aile yapısı gibi gerekçeler, gençleri uyuşturucuya itiyor. Bağımlıların yarısı arkadaş kurbanı oluyor. Aileler dikkatli olmazsa, çocuklarının bağımlı olduğun ancak 1,5-2 sene sonra fark edebiliyor. Öte yandan lise öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada, öğrencilerin bağımlılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları sonucuna erişiliyor” dedi.
“ÇOCUK, AİLE VE OKUL ARASINDA GÜÇLÜ BİR BAĞ KURULMALI”
Ciddi Narkotik tedbirlerin alındığı ancak bunun tek başına sorunu çözmediğini ifade eden Genel Başkan Ay, “Sadece bu yöntem işe yaramıyor. Aileler dikkatli, öğrenciler tedbirli, öğretmenler ise teyakkuzda olmalı. Çünkü sadece tek bir alanda yapılan denetimler asla bizi çözüme götürmeyecek. Aile, çocuk ve öğretmen arasında ciddi bir bağ oluşturulmalı” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUĞU ÖLSÜN DİYE DUA EDEN ANNE VAR”
Saha çalışmalarında pek çok üzücü hadiseye tanıklık ettiklerini ifade eden Bilal Ay, “Çocuğu ölsün diye dua eden anneyi de, sırf çocuğu torbacı olmasın diye yemek satıp evladına uyuşturucu temin eden anneyi de gördük. Buna karşın, çocuğunu torbacılara rehin bırakan bağımlıya da rastladık. Daha saymakla bitmeyecek pek çok dram, bu zehir yüzünden yaşanıyor” diye konuştu.
“TERÖRE DE FİNANS SAĞLIYOR”
Terörün önemli finans kaynaklarından birisinin de uyuşturucu olduğunu ifade eden Başkan Ay, sözlerine şöyle devam etti: “Hemen herkesin bildiği narkoterör diye bir kavram var. Ülke olarak bununla da mücadele ediyoruz. Gençlerimizi korumak için attığımız her adım, terörün finansmanına ve doğal olarak teröre de indirilmiş bir darbe aslında. Uyuşturucu ile elbirliği ile herkes mücadele etmeli. Bu öyle bir mücadele ki, bu mücadelenin kaybedeni olmaz. Şunu da ifade etmiş olayım. Uyuşturucu ile mücadele topyekün yapılması gereken bir hadise. Sadece polisiye tedbirlerle, sadece hukuk sistemi ile, sadece STK’ların ya da ailelerin çalışmalarıyla önlenebilecek bir vaka değil bu. Ya da sağlık sisteminin tek başına altından kalkabileceği bir yük değil! Herkes elini taşın altına koymalı, entegre ve birlikte bir mücadele ortaya koyulmalı.”
Haberler.com