Türk Diline Hizmet Ödülleri sahiplerini buldu

0 2 3 dakika okuma süresi

Türk Lisanına Hizmet Mükafatları sahiplerini buldu

Atatürk Kültür, Lisan ve Tarih Yüksek Kurumu Lideri Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu:

“Güzel Türkçe’mizi pandemiye, filyasyona, online’a, setup’a kurban etmeyelim. Her bir sözün Türkçe’sini kullanalım, zira lisanımız kimliğimizdir”

ANKARA – Türk Lisan Kurumu tarafından düzenlenen ‘Türk Lisanına Hizmet Ödülleri’, düzenlenen merasimle sahiplerini buldu.

Türk Lisanı Kurumu Konferans Salonu’nda düzenlenen ödül merasiminde TÜRKSOY ismine Milletlerarası Türk Kültürü Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov, Yunus Emre Enstitüsü Lideri Prof. Dr. Erdem Ateş, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ismine Abdullah Eren, Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Prof. Dr. Mustafa Canpolat ve turkceyaz.com sitesi ismine Tunç Erdoğan ödül alan bireyler oldu. Merasimin açılışında konuşan Türk Lisan Kurumu Lideri Prof. Dr. Gürer Gülsevin, bu ödül merasiminin Türk lisanı, Türkçe ve Türk Lisan Kurumu açısından değerli olduğunu belirterek, “Biz Türk lisanına, Türkçe’ye ve Türk Lisan Kurumu’na üstün hizmetleri geçen kurumlarımıza ve hocalarımıza hizmet mükafatı olarak onurluk vermek üzere toplandık” dedi.

Türk Lisan Kurumu ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Gülsevin şunları kaydetti:

“Bilindiği üzere 1932 yılında Türk lisanının tetkik cemiyeti olarak kurulan, Mustafa Kemal Atatürk‘ün yönlendirmeleri ile kurulan Cumhuriyetimizin kültürünü ve kıymetini vurgulayan kurumlarından olan Türk Lisan Kurumu ve Türk Tarih Kurumu. Daha sonra o gün belirlenen unsurlar ve muahedeler doğrultusunda 1932’den bugüne kadar birebir çizgi üzerinde çalışmalarına devam etmiş bir kurum Türk Lisan Kurumu. Türk lisanının öz hoşluğunu ortaya çıkartmak, dünya lisanları ortasında gereken yerine ulaştırmak, Türk lisanı üzerine araştırmalar yapmak üzere özetlenen unsurlar ve gayeler var. Mustafa Kemal Atatürk vakti da dahil olmak üzere Türk Lisan Kurumu yalnızca Türkiye’deki Türkçe’nin üzerine eğilmedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930 yılında bir kelamı var ‘Kuzeyimizde bir dostumuz var. Sovyetler Birliği. Dostumuz, müttefikimiz lakin orada bizim lisanı bir, dini bir, tarihi bir kardeşlerimiz de var. Her imparatorluk üzere Sovyetler Birliği de bir gün çöker ve biz o güne hazırlıklı olmalıyız’ dediği kelamından ötürü o günden beri Türkiye dışındaki Türklerle, onların lisanlarıyla ilgili çalışmalar kurum tarafından daima yapılmış.”

Dünyada bulunan tüm Türk lehçelerinin sözlüklerinin, gramerlerinin, efsanelerinin ve destanlarının Türk Lisan Kurumu tarafından yayınlandığı bilgisini veren Gülsevin, “Sözlük dediğimiz vakit sadece Türkiye Türkçe’sinin sözlüğü değil, Türk ve akraba topluluk olan neredeyse bütün halkların da yapıldı. Örneğin Gürcüce, Kürtçe, Ermenice, Sırpça, Boşnakça, Hırvatça, Rumence vs. birçok kelamlık var. Millet dediğimiz etnik ayrıma bakmadan millet dediğimiz Avrasya’ya yayılmış bu halkların çabucak hepsinin sözlüğü ve yapıtları Türk Lisan Kurumu’nda yayınlandı” tabirlerini kullandı.

Birçok yapıtın dijital ortama geçirildiğini ve herkesin bu yapıtlara ulaşabileceğini belirten Prof. Dr. Gülsevin şöyle devam etti:

“Türk Lisan Kurumu’nda şu ana kadar binlerce kitap basılmış durumda. Bu sene 100’ün üstünde kitap basıldı, ayrıyeten kurumun 3 tane de mecmuası var. Burslar veriliyor. Burslar için bu sene ayrıyeten savlı girdik bu sefere. Burs sayılarımızı arttırdık. Bizim ilanımızda 700’ün üzerinde lisans bursu bulunuyor. Yüksek lisans ve doktora burslarını 75’e çıkardık. Bildiğiniz üzere kurumun bütçesi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyet ettiği İş Bankası’ndaki yüzde 28’lik payı. O pay TDK’ya ve TTK’ya eşit biçimde hisse ediliyor. Kültür, devletin ve milletin temelidir. Bunun altını çizerek Atatürk, mirasını bu iki kuruma bırakmış.”

Atatürk Kültür, Lisan ve Tarih Yüksek Kurumu Lideri Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu ise konuşmasında şunları kaydetti:

“Milli varlığımızın ana ögesi bir milleti millet yapan ve milletin asırlar uzunluğu devamlılığını sağlayan en kıymetli konu olan lisana farklı bir ayrıcalık vermek gerekiyordu. Türk lisanına hizmet eden birçok kurum ve kişi var. Burada onları temsilen sembolik olarak bir ödül vermek ve bu mükafatı tüm hizmet edenlere takdim etmek onların ismine size vermek büyük memnunluk. Lisan için ne yapılmalı? Bu bahiste söylenecek birçok kelam vardır lakin bir şey var ki bütün lisanı koruyacak bir yapılanma olmalıymış. Lisanı yabancı lisanların boyunduruğundan baskısına karşı korumak kelam varlığını geliştirmek jenerasyondan nesile aktarmak için bir oluşum yapmak gerekiyormuş. Bu oluşumu da Cumhurbaşkanı’nın himayesine vermek gerekiyormuş. Bunun için de bir kaynak tahsis etmek gerekiyormuş. Geçmişteki tüm hocalarımız bunu yapmış ve kültüre bıraktığı miraslar ile bunu göstermiştir. Bu bireylere şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa Son 18 yılda kişi başına düşen ulusal gelir arttı. Ekonomik olarak ülkemiz ve insanımız kayda kıymet bir refah düzeyine ulaştı.”

Yabancı sözlerin yerine Türkçe sözlerin kullanılmasının ehemmiyetine dikkat çeken Prof. Dr. Hekimoğlu, “Binaların, alışveriş merkezlerinin isimlerini ya tower koyuyoruz ya rezidans koyuyoruz. Buna karşı bir ses, bir itiraz olsun diye 2017 yılını çeşitli faaliyetler yapmak üzere Türk Lisanı Yılı ilan ettik. Kelam buraya gelmişken lisanı nasıl koruyacağız? Etrafına bir muhafaza kordonu mu oluşturacağız. Görünür bir halde müdafaa kordonu oluşturmak çok sıkıntı. Lisan Kurumu ve sizin üzere kıymetli kurumlarımız Türkçe’mizi korumak için çalışmalar yapıyor ancak bu kâfi değil. Lisanımızdan lisanımıza dökülen tabirlere dikkat etmemiz gerekiyor. Şahsi olarak dikkat etmemiz gerekiyor. 21. yüzyıl bilişim çağı. Lakin bilişim çağı gelirken, teknolojik akım gelirken bedelleriyle birlikte geliyor. Teknolojik akımla birlikte bizlere dayatılan sözler var. Bizler ağzımızdan çıkanları kulaklarımız duyacak formda, kulaklarımız duyduğunda da rahatsız olmayacak biçimde konuşalım. Hoş Türkçe’mizi pandemiye, filyasyona online’a, setup’a kurban etmeyelim. Her bir sözün Türkçe’sini kullanalım, zira lisanımız kimliğimizdir” açıklamalarında bulundu.