Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaşayan ve isimli tercümanlık yapan 35 yaşındaki Mehmet Mintaş, yurt dışında yaşadığı bir külfet için bir arkadaşından yardım istedi. Bunun üzerine Mintaş’ın arkadaşı, kendisini tanıştıracağı kişinin düşüncesini çözeceğini söyledi. Mintaş, tavsiye üzerine tanıştığı ve müdafaa olduğunu söyleyip uydurma işçi kartı göstererek itimadını kazanan Abdulkadir C’ye satmak istediği arabası için vekalet verdi. 60 bin liraya satmaya çalıştığı aracını 80-90 bin liraya satmak için vekaleti alan Abdulkadir C, arabayla birlikte kayıplara karıştı. Dolandırıldığını anlayan Mintaş, arabasını kurtarmak isterken, kendisine yardımcı olabileceğini söylen bir diğer şahsa da 17 bin TL’sini kaptırarak dolandırıldı.
ARABASINI KURTARMAK İSTERKEN YENİDEN DOLANDIRCILARIN TUZAĞINA DÜŞTÜ
Vekalet verdiği arabasının parasını yaklaşık 7 ay boyunca alamayan Mintaş, şahsın dolandırıcı olduğunu anlayarak şikayetçi oldu. Yardım istediği avukat arkadaşının önerdiği İbrahim A. isimli şahısla tanıştı. Öbür dolandırıcı üzere düzmece kimlik kartı gösteren İbrahim A., itimadını kazandığı Mintaş’tan işini çözebilmek için Libya’ya gitmesi gerektiğini söyleyerek 17 bin lira para istedi. Daha evvel dolandırıldığından para vermeye çekinen Mintaş, hesabında para olduğunu bildiğini söyleyen İbrahim A’dan korkarak istediği parayı yolladı. Söylenen tarihte parasını geri alamayan Mintaş, İbrahim A’nın kendisini mevtle tehdit etmesi üzerine tekrar dolandırıcıların tuzağına düştüğünü anladı. “Benim tek hatam, insanlara güvenmek” diyen Mintaş, olayların akabinde yetkili mercilere giderek şahıslar hakkında şikayetçi oldu.
Başından geçen bahtsız olayları anlatan Mehmet Mintaş, “Daha evvel bir yabancıyla yaşamış olduğun bir kasvetten dolayı yurt dışında bulunan bir bayan arkadaşımın beni birisiyle tanıştırmasıyla oldu. Bayan arkadaşım tanıştırdığı kişi muhafaza olduğunu ve yaşadığım ezaya yardımcı olacağını söyledi. Bu şahısla ben bir ortaya geldim. Birinci olarak telefonla görüştüm, kendisinin Ankara’da olduğunu söylemişti. Daha sonra İstanbul’a geldiğinde de beni aradı ve pozisyon attı. O halde yanına gittim. Bu arkadaşla bu biçimde tanıştık. Kendisinin eski muhafaza olduğunu söyledi, cebinden de kimliğini çıkarıp gösterdi. Bu formda bana itimat vermiş oldu. Ortadan birkaç hafta geçtikten sonra da bu şahısla tekrar bir ortaya geldik. Daha evvel internet ortamından 60 bin liraya satışa çıkardığım aracıma gelen iletilere yanıt veriyordum. O da iletileri gördü. ‘Aracını mı satıyorsun?’ dedi. Ben de ‘Evet’ dedim. ‘Sen bu kardeşinin dediğini yap, karlı çıkarsın. Bizim tanıdık arkadaşımız var, ona vekalet ver, 1-2 hafta içerisinde de 80-90 bin lira paranı alırsın’ dedi. Tamam diyerek verdim” dedi.
“GÜVENEREK VERDİM ARABAYI”
Arabasının vekaletini verdiğini söyleyen Mintaş, “Arabayı teslim ettiğimde orada bir arkadaşı da vardı. ‘Sözleşme olmayacak mı?’ diye sorduğum vakit mukaveleye gerek olmadığını, paramı vereceğini söyledi. Ben de o formda güvenerek verdim arabayı. Otomobil gitti. Ortadan 2 hafta geçtikten sonra bir dönüş olmadı. Ben aradım, hastalık o vakit Türkiye’de daha yeni yayılıyordu. Bir ay boyunca her gün aradım, bana tekrar vereceğini söyledi. ‘Şu anda kimi ezalar var’ halinde tabirlerde bulunuyordu. Daha sonra bu şahsı araştırmaya başladım. Bu şahıs daha evvel de bu türlü şeyler yapmış. Bunun en yakın tanıdıklarıyla tanıştım. Onlar da bu kişinin dolandırıcı olduğunu söylediler” diye konuştu.
“KORKTUĞUM İÇİN İSTEDİĞİ PARAYI GÖNDERDİM”
Daha sonra bu şahsı şikayet ettiğini kaydeden Mintaş, arabasını kurtarmak isterken tekrar dolandırıcıların tuzağına düştüğünü anlattı. Mintaş, “Bu bilgileri avukat bir arkadaşımla paylaşıyordum. O da beni birisiyle tanıştırdı. Tuzla’da oturduk, tanıştık. Onlar da dolandırıcıymış. Bu kişi benim otomobilimi alan şahsı takip ettiklerini, her şeyden haberdar olduklarını hatta benim bütün bilgilerime vakıf olduklarını söylemişti. ‘Arabayı alan kişiyi şikayet etme, biz halledeceğiz, senin paranı getireceğiz’ dedi. Ortadan bir gün geçtikten sonra beni aradı. ‘Mehmet ben Libya’ya gideceğim, acil bana para lazım’ dedi. Ben de esasen dolandırılmışım, bu yüzden ‘Param yok’ dedim. Bunun çok değerli olduğunu, benim işimi takip ettiklerini, bu parayı gönderirsem daha hoş olacağını, hesabımda ne kadar para olduğunu da bildiklerini söyledi. Ben de korktuğum için istediği 15 bin lira parayı gönderdim. ‘2 bin lira daha lazım’ dedi. Ben de çekiniyorum doğal ki. Hesabımda para var lakin bu bireyler nereden biliyor onu anlayamadım. Daha sonra 2 bin lirayı da gönderdim” halinde konuştu.
“BENİM TEK KABAHATİM İNSANLARA GÜVENMEK”
Bu şahısların tam manasıyla profesyonel birer dolandırıcı olduğunu ve bu şahısların birbirleri ile ilişkili olduklarını düşündüğünü söyleyen Mintaş, “1 hafta sonra paramı vereceğini söylüyordu. 1 hafta geçti yok, 1 ay geçti yok. Daha sonra ise ‘Ne parası istiyorsun? Gelirim seni infaz ederim, seni gebertirim’ biçiminde tabirlerde bulunduktan sonra artık ben bütün resmi kurumlara, gerekli yerlere müracaatlarda bulundum. Bu şahısların bir an evvel yakalanıp adalete teslim olmasını canı gönülden istiyorum. Ben yandım diğeri yanmasın. Benim tek cürmüm, insanlara güvenmek, inancımın fazla olması. Bu yüzden kaybettim. İnşallah öbürleri da bu formda dolandırılmaz” sözlerini kullandı.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / MUSTAFA USLU
Haberler.com
