Sıhhat Bakanlığı’nın açıkladığı koronavirüs risk haritasında 10- 16 Nisan tarihlerinde Türkiye‘de en çok hadise, 100 bin bireyde 962,98 ile Çanakkale‘de görüldü. Olayların yüksek seyrettiği kent, haftalarca Türkiye’de birinci 5’te yer aldı. Bu tablo, Çanakkale’de yaşayanları uzunca bir mühlet endişelendirdi. Lakin Çanakkale’de madalyonun görünmeyen yüzünde, koronavirüsün giremediği köyler de yer aldı. Vilayet Sıhhat Müdürlüğü datalarına nazaran, Çanakkale’de 33 köyde şu ana kadar koronavirüs olayına rastlanmadı.
“DIŞARIYLA TEMAS KURMUYORUZ”
O köylerden biri olan kent merkezine 25 kilometre aradaki 40 haneli 80 nüfuslu Ortaca’da vatandaşlar maske, aralık ve paklık kurallarına uymanın yanı sıra yeşillikler içerisinde sürdükleri doğal ömür ve beslenmenin bunda tesirli olduğunu söyledi. Köy muhtarı Mahmud Döner, “Köyde geçimimizi hayvancılıkla sağlıyoruz. Hayvancılıktan sonra tarım geliyor. Tabiatla iç içe yaşıyoruz. Virüsün köyümüzde görülmeme sebebi kurallara uymamızdır. Maske, aralık ve paklığa itina gösteriyoruz. Burada doğal besleniyoruz. Hayvanlarımızdan elde ettiğimiz sütü, yaptığımız peyniri, yoğurdu, köy ekmeğini, köy yumurtası tüketiyoruz. Beyaz ve kırmızı etimizi kendi yetiştirdiğimiz hayvanlarımızdan karşılıyoruz. Dışarıyla pek ilişki kurmuyoruz. Şu anda da en büyük moral kaynağımız bir hadise olmamasıdır” dedi.
TÜKETTİKLERİ ESERLERİ KENDİLERİ YAPIYORLAR
Etraf köylerle pek bağlarının olmadığını tabir eden Ramazan Yalçınkaya (69) ise, Doğal besleniyoruz. Süt, yoğurt, peyniri kendimiz yapıyoruz. Köy yumurtası tüketiyoruz. Toplumsal uzaklık, maske ve hijyen kurallarına dikkat ediyoruz diye konuştu.
“MASKESİZ GEZMİYORUZ”
Köylülerden Hüseyin Döner (74) de, “Maskesiz gezmiyoruz. Köyümüzün havası pak. Kendi ürettiklerimizi tüketiyoruz. Kimi yerlerde koronavirüsle ilgili kurallara uyulmuyor. Kanunu, kuralları dinlemiyorlar” sözlerini kullandı.
Köylerinde herkesin koronavirüsle uğraş kapsamında uzaklıklı durduğunu belirten İsmail Yalçınkaya (85), kimsenin maske takmadan sokağa çıkmadığını söyledi.
Bahçesindeki asmadan sarma yapmak için yaprak toplayan Hanife Özkan (70) ise, Köyümüzde koronavirüs hadisesi görülmedi. Zira havadar, tabiatla iç içe bir ortamda yaşıyoruz. Doğal besleniyoruz. Her şeyimizi kara gübreyle üretip, tüketiyoruz. Yumurta, süt, yoğurt, peynir, bakla, marul, taze soğan her şeyi kendimiz üretiyoruz dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
