Türkiye’de doğan birinci fil olmasıyla İzmir Doğal Ömür Parkı’nın simge hayvanlarından 9 yaşındaki Asya Fili ‘İzmir’, 3 ton yüke ulaşarak yetişkinliğe adım attı. Kardeşi Deniz ile epey keyifli bir yaşantısı olan İzmir’in bakıcısı Hüseyin Dedar, tüm gününü onunla geçiriyor. Dedar, İzmir’i ne kadar sevdiğini anlatırken “Bir bebeğe nasıl bakarsam İzmir’e de o denli bakıyorum” sözlerine yer verdi.
Sasalı’da 4 bin 125 metrekare alan üzerine konseyi Doğal Hayat Parkı, dünyanın farklı coğrafyalarından getirilen 134 tıptaki 3 bine yakın hayvana mesken sahipliği yapıyor. Doğal hayat ortamlarını aratmayan yerde itinayla yetiştirdikleri hayvanlarıyla çocukları üzere ilgilenen park çalışanları, vefat hadiseleriyle ıstırap, sıhhatle büyüyen hayvanlarla memnunluk yaşıyor.
‘ZÜRAFA ZARİFE’ ÖLMÜŞTÜ
Kızları üzere gördükleri zürafa Zarife’nin geçen hafta vefatıyla şok yaşayan park çalışanları, parkın simge hayvanlarından İzmir’in yetişkinliğe adım atmasıyla teselli bulmaya çalışıyor.
‘FİL İZMİR’ PARKIN SİMGELERİNDEN BİRİ
Parkta hayatını sürdüren ‘Begümcan’ ve ‘Winner’ isimli fillerin yavrusu olarak Şubat 2011’de dünyaya gelen ve İzmir ismi verilen fil de parkın simgelerinden biri haline geldi.
Her gün ortalama 100 kilogram yonca ve 30 kilogram zerzevat ve meyve tüketen 9 yaşındaki fil, 3 ton yüküne ulaşarak artık yetişkinliğe adım attı.
“ZARİFE’NİN MEVTI BİZİM İÇİN KELAMIN BİTTİĞİ YER”
Parkın Müdürü Şahin Afşin, parkta dünyanın birçok ülkesinden yılda bir milyona yakın ziyaretçiyi ağırladıklarını söyledi.
Bakımını üstlendikleri hayvanların kendileri için çok farklı bir yere sahip olduğunu belirten Afşin, “Hayvanların doğumu kadar vefatları de bizi üzüyor. En son doğal hayat parkımızın 12 yıllık sakini zürafa Zarife’yi kaybettik. Arkadaşlarımızla çok üzüldük. Kelamın bittiği yeri yaşadık.” dedi.
Hastalık ve ölümlere üzüldüklerini, sıhhatle büyüyen hayvanların ise kendileri için sevinç kaynağı olduğunu söz eden Afşin, Zarife’nin vefatı sonrası ‘İzmir’in’ sağlıklı bir formda çocukluktan çıkmasının tüm park çalışanlarına teselli olduğunu lisana getirdi.
ÜLKEDEKİ BIRINCI ASYA FİLİ
Türkiye’de doğan birinci asya fili olma özelliği taşıyan İzmir’in kendileri için çok başka bir yere sahip olduğunu vurgulayan Afşin, şunları kaydetti:
“İzmir’imiz Begümcan ile Winner’in yavrusu olarak 2011 yılında 110 kilogram tartısında dünyaya geldi. Bizim için farklı bir yeri var. Vatandaşlarımız da onu görmek için fil ailesinin yaşadığı kısma büyük ilgi gösteriyor. 2014 yılında ise İzmir’in kardeşi ‘Deniz’ dünyaya geldi. İzmir’in iştahı çok iyi. Tartısı 3 tona ulaştı. Artık 9 yaşında oldu. Fillerin tabiatta hayat mühletleri 40-50 yıl ortasında, doğal hayat parklarında ise 70-80 yılı buluyor. İzmir’imiz artık gençlikten çıktı ve yetişkin oldu. Onunla ortamızda duygusal bağ var. Bakıcıları ‘İzmir’ diye seslendiğinde sempatik hareketlerle onların yanına geliyor.”
“BİR BEBEĞE BAKAR ÜZERE İZMİR’E BAKIYORUM”
İzmir’in gözünü dünyaya açtığı andan itibaren bakımını üstlenen veteriner sıhhat teknikeri Hüseyin Dedar da onunla ortalarında çok farklı bir bağ oluştuğunu söyledi.
Fillerin hissiyatlı hayvanlar olduğunu anlatan Dedar, “İzmir bana karşı çok sadık. Tıpkı vakitte duygusal bir hayvan. Bilhassa de kardeşi Deniz’e karşı bir öteki. Ona çok derecede düşkün. Oyun oynuyorlar. Başına bir şey gelebileceğini düşünüp endişeleniyor. Bu, hareketlerine yansıyor. Tüm gün vaktimi İzmir ile geçiriyorum. Bir bebeğe nasıl bakarsam İzmir’e de o denli bakıyorum. Onun bakımını yapıyorum, sıhhat denetimlerini yapıyorum. İzmir benim için çok değerli bir yere sahip. Onu çok seviyorum.” diye konuştu.
Kaynak: AA
Haberler.com
